default_mobilelogo

Tatilimizin son gününde ise bolca deniz girmeye karar vererek adanın batı kıyısının en güneyine yani PORTO KOUFO ya gidiyoruz.

 

Yol üzerinde yine geçerken dikkatimizi çeken TORONİ de duruyoruz. İki farklı yerde uzunca bir sahil şeridi var. Ancak pek bir özelliği yok gibiydi. Hava da kapadığı için sanırım bizi cezbedetmedi... Bazı yerlerde gördüğümüz denizkestaneleri iyice gözümü korkutarak denize girmeden devam etmeye karar veriyoruz.

 

Ama belki siz seversiniz belli mi olur :)

 

 

PORTO KOUFO; Bir iç deniz olduğu için çok sakin… Sahilde bir otel var buranın sahilini ücret karşılığı kullanabilirsiniz ancak biz yine kamp sandalyelerimizi çıkartıp keyfimize baktık.

Sahilde bir de küçük cafe yapılmış, soğuk sıcak içecek yada aparatif temin edebilirsiniz. 

 

 

Sahil kumluk ve deniz sakin… Kumlar ise simli gibi parlayarak bizi hayran bırakıyor. Denizin içinden geçen bir kaya kütlesi beni biraz korkutsa da dalmayı sevenler için eminim güzel seyirlik oluşturuyordur. Zaten aşağıdaki resimde gördüğünüz istiridye ve yengeç, sahilin ve denizin ne kadar temiz olduğunun kanıtıdır diye düşünüyorum.

 

 

 

 

Porto Koufo günlerce kalınacak bir yer değil, birkaç restoran dışında br hareketlilik yok, günübirlik gelip gitmek çok mantıklı.

 

Neos Marmaras’daki 3. Akşamımızda yine aynı yere Provlita Restorant'a gidiyoruz ve (1 dana steak + 1 kuzu pirzola + 1 buyurdi + 1 kola + 1 lemanata + 1 uzo + 2 cacik + 1 salata + 1 kabak kizartma + 1 porsiyon karpuz)  toplam 65 euro vererek akşam yemeği faslını kapatıyoruz.

 

Ben bunları kendime bir hatıra size de nacizane yol göstermek için yazdım… Umarım faydalı olur ve size bizim gibi çok keyifli seyahatler geçirirsiniz.

 

 İyi gezmeler

Merve