default_mobilelogo

Evet 1 ay sonar tekrar Thasos’a gidiyoruz. Hem de 3 günlüğüne :) Değer mi derseniz sonuna kadar değer.

 

Nasıl gidilir gibi detayları daha önceki yazılarımda yazmıştım zaten. Bu sefer sadece gidemediğimiz yerlere gidelim, geçen sefer her yeri gezelim diye pek bir yorulmuştuk bu sefer dinlenelim dedik.

 

Otel rezervasyonu yaparken booking'den pekçok otelde yer olmadığını görünce hayırdır diyerek aradım yer bulduğum bir oteli… Yunanistan’ın okullar açılmadan önceki son tatiliymiş bu nedenle heryer çok kalabalıkmış… Bu bilgiyi almış olsam da tabiki vazgeçmedim :) Limenas şehir merkezinde bulduğum ilk yer de ‘Villa Eden’ den 2 gece için 140 euro ödeyerek rezervasyonumu yaptırdım.

Geceden yola çıktık ve sabahın ilk saatlerinde Thasosun güzel sularındaydık… Odamıza yerleştik ve ilk hedefimde geçen seferden aklımda kalan Marble Beach-Saliara Beach vardı… Nasıl gidilir işte harita. 'Adı olmayan muhteşe nokta' ise yazının altlarında göreceksiniz. Gerçekten bir adı yok :D

 

 

Yolda konutuğumuz birkaç kişi yolun gerçekten çok kötü olduğundan söz ettiği ve otel sahibimiz Dimitri’nin ‘oraya gideceğinize ben sizi bahçede hortumla sulayım daha iyi’ demesinden sonra vazgeçiyoruz ve Makrymmos Bungalows Otelinin plajına gidelim diyoruz çünkü Marble Beach ile aynı özelliklerde bir sahil hemde otelin imkanlarından faydalanabiliyorsunuz. Ancak kapıdaki amca giriş 5 euro ama içeride hiç şemsiye şezlong yok diyince mevcuren sağdaki yol ayrımından Marble Beach’a doğru yol alıyoruz…

 

Thasos merkz olan Limenas'tan Saliara Beach 6,5 km ancak 25 dakikada gittik. Saliara beach ile Porto Vahty arası 500 metre yürüyerek bile gidilebilir. Küçük bir tavsiye Saliara yerine direk Porto Vahty beache gidin. Şu bizim adı olmayan muhteşem nokta ise Porto Vahty in yani Mermer ocağının arkasındaki yoldan 4-5 km kadar uzakta.

 

Yol kötü, stabilize bile denemez. Okadar çok mermer tozu varki etraftaki çam ormanları bile bembeyaz.

 

 

 

İlk karşımıza çıkan yer Saliara Beach... Her yer çok kalabalık, tesisle beach arasından yol geçiyor ve her seferinde toz altında kalıyorsunuz. Bir avuçluk bir yer burasımıymış bu kadar meşhur yer diye söylenmekten kendimi alamıyorum. Bu kadar gelmek isteyen ben değilmişim gibi :D

 

İçimde bir sevinç tabi :D eşim nekadar gitmek istemese de artık zorunlu kalıyor ancak yol gerçekten berbat, arabamız bembeyaz oldu, içim dışıma çıktı ve gittiğimizde gördüğümüz manzara gerçekten hayal kırıklığı…

 

Mermer çıkarma tesisine gerekli olan suları çekmek için açılan kıyı şeridi olmuş beach ;) Tabi ki bu mühendis olan benim yorumum, benim dışımdaki herkes pek mutlu :)

Saliara Beach'teki mermer ocağı biraz yukarıda olduğu için pek rahatsız etmiyor. Ancak yoldan geçen arabaların yarattığı toz benim için büyük sorun. Bu nedenle pas geçiyoruz burayı.

 

Manzara derseniz muhteşem, taşların oluşumu, denizin rengi, denizin temizliği harika… Ancak denize girerken dağın tepesinden mermer çıkarıldığını unutmamak gerekir…

 

**Akşam dönerken uğrayıp en azından denize girelim buraya kadar gelmişken diyoruz. Deniz küçük bir kıyı şeridi bu taşlar ile kaplı diğer yerler kumluk.

 

Aklıma bu taşların buraya sezon başında bilerek döküldüğü ve turist çekmek için yapılan bir alan olduğu aklıma düşüyor. Ancak Yunanlıların bu hesaplarla uğraşmayacak kadar uyuşuk olduğunu hatırlayıp unutuveriyorum bu cin fikirlerimi :)

 

Şansımızı bir sonraki yer olan 500 metre uzaklıktaki Porto Vahty Beach/Marble Beach’te deniyoruz, burası nispeten daha iyi. En azından aradan yol geçmiyor ve mermer tozundan daha uzakta. Gel görki burada da oturabilecek gölge bir yer yok.

 

Burası ise mermer tesisin hemen dibinde, mermer kütlelerinin, iş makinelerinin ve vinçlerin gölgesinde olan bir yer.

Muhtemelen çok kalabalık bir sezon olduğu için mermer tesisi çalışmıyor. Yol kenarlarında değişik ebatlarda kırılmış mermer parçalarının yığınları var. Herkes poşet poşet alıyor bu taşlardan.  Taşlar ham olduğu için fotoğraflardan da görüldüğü gibi elleri bembeyaz yapıyor.

Solda görünen kumsaldaki taşlar ise, dalgaların yıkaması ile yuvarlandığı ve temizlendiği için çok daha güzel. Yine herkeste bulduğu her şişeye her poşete bu taşlardan dolduruyor.

Tabiki ben de aldım neyim eksik :)

 

Sahilde boş yer ararken denizdeki yatlara takılıyor gözümüz. Hepsi birer birer dümenini güneye çevirip, yavaş yavaş hareket ediyorlar. Tekne aşığı olan kocam, rüzgar çıkacak birazdan burada, tekneler mutlaka sığınacak bir yer biliyorlardır oraya gidelim mi deyince ‘hadi’ dedim, zaten buranın kalabalığı hiç hoşuma gitmemişti.

3-4 km sonra yol kenarından park etmiş araçlar görüyoruz ve ‘aradığımız yer galiba burası diyoruz’. Aracı kenara çekip alıyoruz çantalarımızı, biraz yürüdükten sonra güzel biryer keşfettiğimizi anlayarak, bu güzel manzaranın fotoğrafını çeke çeke aşağı iniyoruz. Vee işte o muhteşem manzara… Zaten az önce hareket eden bütün yatlar da bu koya demir atıyorlar.

 

 

 

Terk edilmiş ya da bitirilememiş bir otel var burada. Bu tesis açık olsa muhtemelen fahiş fiyatlar isteyen çok özel bir yer olurdu.

Herhangi bir tesis yok, duş yok, gürültü yok. Her şey mükemmel… Uzun zamandır geçirdiğim en huzurlu gündü. İyi ki yanıma içecek bir şeyler almışım o da ayrı :)

 

 

Bir daha yolum buralara düşerse eğer, mutlaka adı olmayan muhteşem noktaya gelirim. Zira size de şiddetle tavsiye ederim.

 

İyi gezmeler

Merve