En baştan anlaşalım; göğüs değil MEME!
Çünkü artık o meme; sadece size ait değil! İlk önce bebeğinize daha sonra herkese ait olan bir nesne! Bir cinsellik nesnesi de değil üstelik, nesillerin devamını sağlayan besin kaynağı!
Bunda anlaştıktan sonra alıştırın kendinizi; o memeleri giden elleyecek, gelen elleyecek… Önce hastanede hemşireler elleyecek, sıkacak… Hastanede 2 gün kaldığınızı varsayarsak en az 4 hemşire ellemiş olacak… Sonra anneniz, kayınvalideniz… Yaşam tarzınıza ve yaşayacaklarınıza bağlı olarak etrafınızdaki diğer kadınlar…
Kabul edin! Onlar artık göğüs değil MEME!
Lohusalıkta beni en çok zorlayan şeydi bu dönüşüm o yüzden böyle başlamak istedim ama gelelim hikayenin başına…
Ansızın gelen su ile apar topar doğum gerçekleşince (doğum hikayem için tıklayabilirsiniz) korkmuştum; ya sütüm gelmezse diye… Ama sezaryen de olsa normal doğum da olsa, kordon bağı kesilince süt hormonları çalışmaya başlıyormuş öğrendim. Süt tam olarak ne zaman geldi bilemiyorum ama ben doğumdan 20 dakika sonra emzirme çalışmalarına başlamıştım. Zaten ilk günlerde öyle foşur foşur süt gelmesi diye bir şey yok… Önce birkaç damla kolostrum denen mucizevi gıda geliyor ki bunun birkaç damlası bile bebeği doyurmaya yetiyormuş.
Bebeğimi ilk kollarıma aldığım an: o acemi ben acemi… O yorgunluktan ememedi ben sersemlikten emziremedim… Aylardır kocaman olan meme ucu, en lazım olacağı zamanda gömüldü girdi içeriye… Bebek çekmek istiyor gelmiyor, gelmiyor arkadaş gelmiyor… Bebeğin emebilmesi için memenin ucunun damağına değmesi gerekiyormuş… Ne değmesi memenin ucunu ben göremiyordum ki!
Hemşireler 2 saatte bir mutlaka bebeği uyandır emzir diyor… Dile kolay… Bebek uyuduğu zaman uyanmıyor ki… Uyansa da ememiyor ki…
Ben de başladı emziremeyeceğim stresi… Annemde başladı mama verilecek korkusu… Eşim olanı biteni anlamaya çalışıyor… Gelen hemşire tutuyor sıkıyor, giden sıkıyor, bebeğin ağzına sokmaya çalışıyor, yok olmuyor… Yok, o memenin ucu bir türlü çıkmadı!
İlk birkaç gün emzirmenin önemini biliyorum, yeterli besini alamazsa sarılık olabilir, enzimleri düşebilir, şekeri düşebilir, aç kalır mama vermek zorunda kalabiliriz v.s… En sonunda hemşireye süt sağma makinesi ile sağalım verelim dememin ardından, göğüs ucu çıkarıcı alın demek aklına geldi sağ olsun J Hastane çantamda olan kelebek göğüs ucu koruyucuyu çıkardım, dayadım meme ucuna ve verdim bebeğin ağzına… Yavrum sanki o anı bekliyormuş gibi çekti de çekti… Bu koruyucu memenin ucunu büyükmüş gibi gösterdiği için bebek kolay kavrıyor, ucundaki 3 tane delikten de süt bebeğe ulaşıyor… Kaç damla geldi, ne kadar emebildi bilmiyorum ama en azından emme refleksleri aktifleşmiş oldu… (Avent’in kelebek koruyucusunu almıştım ben mutlaka edinin çantanıza)
Hastaneden çıkana kadar yani 2 gün boyunca ve sonrasında bebeğim meme ucunu her tutamadığında bu kelebek koruyucuları kullandım. Verdiğim parayı sonuna kadar hak etti, işlevini yerine getirdi.
Ve emzirmeyle birlikte… Merhaba acı… yara… çatlaklar…
Meme ucu kremlerini mutlaka doğumdan 1 ay önce kullanıp, meme ucunu nemlendirmek gerekiyormuş… Bilmiyordum… Ben Lansinoh Meme ucu kremini almıştım, emzirmeden önce silinmesi gerekmediği için kullanım kolaylığı sağlıyor. Acısa da, çatlasa da, kanasa da emzirmekten vazgeçmek yok, denemelere, çalışmalara devam etmek gerekiyor.
Eve çıktıktan sonra göğüslerim yavaş yavaş şişmeye başladı ve artık sütün geldiğini hissediyordum. İşte Nirvana! İşte başarı!
Bir kadının yaşayacağı en büyük tatmin duygusudur muhtemelen sütün geldiği an!
Bol sütlü günler J
Merve