Yaza veda ederken tarihle doğanın ahenkle dans ettiği yerden, Kuzey Ege’den bahsetmeden olmaz. Biraz resimlerle desteklemeye çalıştım, zaten fotoğraf çekmeyi bu yüzden severim, kelimler çok kez yetersiz kalır ve yakalanan kareler anlatmak istediğimizi bize daha iyi anlatır.
ADATEPE/KAZDAĞLARI
Tatilde nereye gittik, neler yaptık, bunları anlatmaktan çok şiir gibi yaşayan bir güzelliği, Homeros’un İlyada destanına konu olan, Zeus’un savaşları yönettiğinden bahsedilen, İda Dağı ya da bizim bildiğimiz adıyla Kazdağılarında bulunan Dede Tepe üzerinde kurulu Zeus Altarı’nın bulunduğu coğrafyanın güzelliğini anlatmaya çalışarak başlayabilirim.
Zeus Altarının bulunduğu coğrafya, bir destana konu olmayı fazlasıyla hak ediyor. Öyle ki, denizi ve Edremit Körfezini kucaklayarak bizlere muhteşem bir seyir sunuyor.
Tepeye giden yolun sol tarafında Adatepe köyü karşılıyor bizleri, sol ve sağ tarafta size macera dolu bir dünyaya götürecek gibi duran uzun ağaçlar size eşlik ederken, nasıl oluştuğunu bilmediğim kırmızı bir örtü üzerinde duruyor bütün bu güzellikler. ‘Oksijen Deposu Kazdağları’nda oksijenin bolluğunu ciddi anlamda hissetmeye başlıyorsunuz. Tepeye ulaştığımızda muhteşem bir manzara ile karşılaşırsınız, söylenen o dur ki Ilyada destanında Hera ile Zeus burada birbirlerine aşık olmuş. Yani aşık olmak için, aşkı tazelemek için çok uygun bir nokta ;)
ASOS
Sadece Zeus Altarı ya da İlyada destanı değil, tarihin başka bir sayfasında yerini alan Assos Antik Kenti de Kazdağıları’nda yerini almaktadır. Kentin içinde bulunan Athena tapınağı sahip olduğu göz alıcı manzarasıyla herkesin gözlerini bir anda esir alıyor. Bulunduğu Behramkale Koyu ise hala yaşayan bir yer… Köyde sıcak ve huzur veren bir atmosfer var. Taş yolları, etrafta köy halkının tezgâhları, güler yüzleri, Kazdağılarının görüntüsünü seyrederek içeceğiniz damla sakızlı Türk kahvesi, her yudumunda size tazeliği, sakinliği aşılayarak huzur vermektedir. Kente giden yolun sonunda I. Murat tarafından yapılan Hüdavendigar camii bulunmaktadır. Caminin cephesi, bulunduğu tepe nedeniyle derin bir manzaraya sahip.
İşte bu yüzden Kuzey Ege’de tarih ve doğa et ve tırnak gibi olmuştur. Tarihin bıraktığı izlerden mi yoksa size gösterdiği doğa güzelliğinden mi etkilenir insan, buna karar vermek zor…
AYVALIK/CUNDA ADASI
Kuzey Ege’nin diğer bir incisi Balıkesir’e bağlı Ayvalık’tır. Çarşısı, zeytinyağı ve zeytin doludur, kokusu dükkânlara sığmayan sabun kokusudur. Kazdağılarında bol oksijenin etkisiyle hissettiğimiz açlığı Ayvalık tostu yiyerek gidermekten daha güzel bir şey sanırım olmaz.
Ayvalık’tan sonra Cunda Adasına geçmek gerekli, aslında ince bir yolla karaya bağlı ama ada dememek için bir sebep yok. Zengin bir yapısı var, tepedeki değirmenden güzel manzaralar elde etmek mümkün.
Sahili çok zengin, nazar boncuklarıyla süslü ağaçlarıyla ziyaretçileri kendine hayran bırakırken aynı zamanda kendini korumaya çalışır gibi bir telaşı var. Papalina balığını yiyerek seyrettiğiniz sahildeki esinti sanırım herşeye değer.
BOZCAADA
Kuzey Ege bize başka güzellikler de saklamış. Bunların en akılda kalanı Bozcaada... Renkli kapıları, süslü taş sokakları, lezzetli kurabiyeleri, buz gibi suyu, Ayazma Plajı keyifli bir tatil yapabileceğiniz çok güzel bir yer. Feribottan iner inmez Bozcaada Kalesi sizi karşılıyor, kalenin kim tarafından yapıldığının bilinmediği söyleniyor. Bozcada da ulaşım sorunu yok, bir sürü minibüs var, sizi istediğiniz yere götürüyor.
Polislerin titizliğiyle merkeze sadece feribota gidecek olan arabalar girebiliyor, en güzel tarafı da görebildiğim kadarıyla Bozcaada’lılar, adasına sahip çıkıyor, yanlış yere park edenleri uyaranları gördüm, adanın ahenki bozulmasın diye herkes çok dikkatli gibi geldi bana, eğer doğru bir gözlem yaptıysam buna çok sevinirim, çünkü güzellikleri korumayı bilmeliyiz. Çarsısının içinde keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz, meydandaki ağacın altında çay içebilir, çarsıdaki kurabiyelerin tadına bakabilirsiniz, inanın bir tane yetmeyecek… J
Ve tatilin sonu… Bozcaada’ya veda ederken Kuzey Ege’ye de veda ediyorduk, istikamet artık İstanbul…
İstanbul değil konumuz ama yine de İstanbul için bir şey ilave etmek isterim. Yurtdışında ve Türkiye’de birçok yer görmeye çalıştım ama İstanbul gibisini görmedim. Klasik bir cümle gibi gelebilir ama içten söylenen bir cümledir. İstanbul herşeye rağmen güzel, Türkiye ise gördüğüm bildiğim ülkelerden çok daha güzel.
Çoğu zaman şikayet etsek de keyfini çıkarmak lazım bu şehrin…
Yazan: Samet Çırpan
Diğer seyahat yazıları için:
Neden Yunan Adalarına Gidiyoruz yazısı için TIKLAYINIZ
Kassandra Halkidiki Gezisi için TIKLAYINIZ
Kassandra Afitos Turu için TIKLAYINIZ
Thassos Adası 1.bölüm TIKLAYINIZ
Thassos Adası 2.bölüm TIKLAYINIZ
Yunanistan Pasaport Vize Araç İşlemleri için TIKLAYINIZ
Baharda Alaçatı yazısı için TIKLAYINIZ
Bir küçük EDİNBURGH-İSKOÇYA turu için TIKLAYINIZ
Bir Eylül Rotası: ÖLÜDENİZ
Doğa Harikası: DALYAN- İZTUZU
Gerçek mi gerçek KAPUTAJ PLAJI
Egenin Başladığı yer: Kuzey Ege
Büyüleyici, hayran bırakan: AKYAKA AZMAK NEHRİ
Rüya gibi bir köy: MARMARİS SELİMİYE KÖYÜ
Bol yıldızlı bir tatil: ULUSOY KEMER HOLİDAY CLUB
BODRUM-BİTEZ Gezisi için TIKLAYINIZ
Bir Tatlı Huzur: URLA için TIKLAYINIZ
Küçük Bir Mola: İZMİR turu için TIKLAYINIZ