Bir Eylül Rotası- Ölüdeniz

Eylül ayındaki bol gezmeli tatilimizi bilerek hemen yazmamıştım ki; kışın bu sevimsiz günlerinde resimlere baktıkça bakayım, sizler için resimlerin en güzellerini seçeyim. Hem de özlemim biraz daha artsın ki daha güzel yaz rotaları çizeyim.

Her sene Akdeniz havası almazsak olmaz oldu bizim için. Yine Kurban bayramı tatilini fırsat bilip kalabalık bir gurup ile çıktık yollara…

Bu seferki rotamız, Fethiye, Ölüdeniz, Marmaris ve çevre lokasyonları. Grup içindeki yaş ortalaması çok çeşitli olduğu için merkez lokasyonlar belirleyip, herkesi özgür bıraktık. Çocuklu aileler otelde kaldılar, gençler ve bizim gibi çocuksuz olanlar ise gezmeyi tercih etti elbette. Toplam 8 günlük tatilimizi bölümlere ayırarak anlatmak istedim sizlere...

İlk merkez lokasyonumuz Ölüdeniz… Fethiye ve Ölüdeniz’in bir İngiliz işgalinde olduğunu duymayan kalmadı elbette. Fethiye fazla şehirleşmiş yaısı ve şehir içindeki trafiğinden dolayı hiç cazip gelmedi. Daha önce görmemiş olanlar görsünler diye ve çocukların Ölüdeniz’de rahat edeceğini düşünerek Ölüdenizi ilk merkez lokasyonumuz olarak seçtik.

Fethiye; Türkiye topraklarında bir İngiliz kasabası… Şöyle ki demleme çay dahi bulamıyorsunuz. Kahvaltı yapmak ise hayal, her şey İngilizlere özgü. İngiliz kahvaltısı, İngiliz kahvesi, İngiliz birası, İngiliz ekmeği…

Hava resimlerden de anlaşılacağı üzere şansımıza yağmurluydu ama sıcaktı. Hani İstanbul’da fırtınalar seller yaşanan günler var ya işte o günlerdi :)

Ölüdeniz’e giriş paralı tabiki, çünkü burası bir tabiat parkı. İçerisi gerçekten bakımlı ve temiz ancak çok kalabalık. Tabiat parkı girişi kişi başı 3 TL, Araba ile giriş ise 10 TL. Gün içinde giriş çıkış yapacaksanız veznedeki kişilere bilgi vermeniz gerekiyor. Ancak Ölüdeniz merkezde kalıyorsanız araba ile girmenize gerek yok zira çok fazla yürüme mesafesi yok.

Ancak para vererek girdiğiniz milliparkta şezlong ve şemsiye için ayrıca ücret ödemeniz gerekiyor. 2 şezlong ve şemsiye 15 TL gibi bir ücreti vardı. İçeride yiyecek, içecek büfeleri mevcut ancak biz bayram yoğunluğunda olduğumuz için soğuk su dahi bulamadık. Alman turistler için bu ücretler çok cüzi olduğu için hallerinden gayet memnunlar. Birde unutmadan uyarıyım: Yer bulmak için Alman turistlerden önce kalkıp yollara düşmeniz gerekiyor :)

Ölüdeniz; adından da anlaşıldığı gibi, denizle bağlantılı ancak akıntının olmadığı bir yer ve su bazı yerlerden bataklık görüntüsünde ve renginde. Bence çok steril olmayan bir bölge. Sığ ve sıcak suyu nedeni ile çocuklu aileler tarafından çokça sevilen bir bölge.

Kaldığımız otel: Ölüdeniz Majestic Otel. Genel anlamda iyi, temizlik açısından bazı sorunlar yaşandı ama çabuk çözüldü. Kahvaltısı havuz başında gayet yeterli idi. En sevindirici kısmı ise demleme çay olması idi. Sahile nisbeten yakın olması artı özelliği idi. Aşağıdak resim ise otel balkonumuzdan çekildi. Ufuklara dikkat ederseniz bir sürü paraşüt var...

Ölüdeniz sahili ise gayet hareketli, birçok cafe, bar restaurant var. Fiyatları normal olanda var, çok fazla abartılı olanlarda var. Her keseye uygun çözümler var.

Hala gitmediyseniz İngilizler bağımsızlıklarını ilan etmeden gidin derim, yoksa pasaportla girmek zorunda kalabilirsiniz :)

Yapmadan dönmeyin:

-Ölüdeniz ile Fethiye arasındaki Kayaköy’e mutlaka gidin.(Biz yağmur nedeni ile gidemesik ancak siz ihmal etmeyin)

-Yürümeyi severseniz Kelebekler Vadisine mutlaka uğrayın.

-Birkaç günlük de olsa bir İngiliz gibi yaşayın :)

Tatilin devamı için:

ÖLÜDENİZ

DALYAN- İZTUZU

KAPUTAJ PLAJI

En Keyifli Rota: Kuzey Ege

MARMARİS SELİMİYE KÖYÜ

Diğer seyahat yazıları için: