default_mobilelogo

Çok geç kalmış bir post olsa da yazı özlediğimiz şu günlerde bol güneşli resimler ve neler yaşadığımıza dair biraz yazı iyi gider diye düşündüm… Belki bu yaz gitmek istersiniz diye… Bodrum-Bitez...

 

Yolların en kalabalık olduğu, otellerin en yoğun, tatil yerlerin en çekilmez olduğu zamanlardan birinde, bir temmuz ayında, üstelik bayram tatilinde çıktık yola 4 kişi… 2 çift olarak gitmemizin avantajını gerçekten çok yaşadık… Okudukça anlayacaksınız... :)

 

Aylar öncesinden alınan feribot bileti ve yapılan otel rezervasyonumuz ile iş çıkışı yola çıktık… Biletimiz olduğu için fazla beklemeden Pendik’ten feribotla geçtik Yalova’ya…  Hepimiz iş çıkışı aç olduğumuz için bir klasik olan Gemlik ‘Köfteci Yusuf’ ta bir güzel yemek yedik, çayımızı içtik, tatlımızı yedik ve gerçek yolculuk saat 12’ de  Yalova’ dan başladı…

Hesaplamalarımıza göre saat 06.00 – 06.30 dolayında Bodrum’a giriş yapacaktık… Bayram yoğunluğu olmasına rağmen öyle saatlerce kuyrukta filan beklemedik. Ara sıra kuyruklar vardı tabi, ama 10 dakika filandı, işte bu noktada kalabalık olmanın avantajı girdi devreye ve güle oynaya İzmir’e geldiğimizde saat 03.45 idi… Saat sabah 05.00 ‘te otele gidip otelden kovulmamak için oyalanmamız gerekiyordu ve İzmir’de mola verdik… Bir aile ziyareti yapıp, kahvelerimizi içtik, sürücümüzü biraz uyutup dinlendirdikten sonra saat 06.00 civarı tekrar yola çıktık.

 Yollar gerçekten sorunsuzdu, şansımıza hiçbir yol çalışması yada kaza durumu yoktu.Yaklaşık bir buçuk saat sonra Bodrum’daydık… Ve işte karşımızdaki manzara...

 

Arada otelle ilgili yaşanan olumsuzlukları en altta bulabilirsiniz. Çünkü bu güzel postun içine böyle olumsuzları katmak istemiyorum…

Bodrum denilince eğlence ve deniz akla geldiğinden dolayı lüx bir oteli tercih etmektense sadece yatmak için kullanacağımız temiz ve güvenli bir yer bulmaktı hedefimiz sonuçta sürekli dışarıda yiyip içeceğimiz ve çok az otele uğrayacağımız için bir Apart otele yerleştik.

Gidenler Bodrum’un içinin çok kalabalık olduğunu söyledikleri  için daha sakin olan Bitez’i seçmiştik biz kalmak için ama nafile her yer tıklım tıklımdı.

Zaten resimden de gördüğünüz gibi Bitez- Bodrum arası çok yakın, trafik olmazsa 5 dakika sürüyor:) Ama biz hep yarım saatte gittik :) (hahahaaa bayram trafiğini asıl orada yaşadık)

       

 

Her şeye rağmen karşımıza çıkan deniz (bir süre içinde olsa) herşeyi unutturdu… Resimlerde herhangi bir filtre olmadığını hatırlatırım… Doğa, deniz gerçekten müthişti… Bütün sahil şeridi beach cafelerle dolu ve mecburen birini seçmek zorundasınız… Fiyatlar normalin üzerinde… Ancak pahalı olduğunu duyduğumuz için hazırdık 2 katı gelen hesaplara :)   Sahilde bir şeyler atıştırayım derseniz hamburger-gözleme 10-15 TL, alkolsüz içecekler ise 9-12 TL ortalamasında…

 

 

İlk gün yaşanan olumsuzluklar ve yol yorgunluğu ile sahilde uyuyarak ve dinlenerek geçti… Bitez’in içinde restaurantlar ve cafeler haricinde pek zaman geçirecek bir yer yok zaten gezmek isterseniz de maximum yarım saatte bitiyor. Sahil şeridinde güzel bir yürüme yolu var ve ara sokaklarda güzel dükkanlar var… Tabiki heryer ‘ Bodrum sandaleti’dolu… E bizimde payımıza birer tane düştü tabiki ;)

 

 

 

 

    

 

Her akşam yemek yemek ve zaman geçirmek için Bodrum’a gittik. Aslında 6 km olan yol yoğunluk nedeni ile yarım saat sürdü… Otoparklar gerçekten çok pahalı günlük 60 TL gibi ücretlerden başlıyor... Yine de bırakayım derseniz yer yok… Bodrum merkezde Halikarnas’ın arka tarafında bulunan ‘Bodrum Öğretmenevi’ ise ekonomik bir çözüm oldu bizler için… Her akşam yemeğe oraya gittik diyebilirim… Hem temiz, hem güvenli, hem yemekler ŞAHANE, hem otoparkı ücretsizdi… (Halka da açıkmış bu arada gitmek isterseniz gönül rahatlığı ile gidebilirsiniz.) Her akşam balık yedik ve mezelerle (alkol yok) içeceklerle beraber kişi başı 25-30 TL gibi hesap geldi. Dışarıdaki yemek ücretleri mi? Fix menü uygulayan restaurantlar var balıklı menüler 55-60 TL civarı idi… Diğerlerinde ise aklımda kalan Kalamar tava porsiyonu 25-30 TL gerisini siz düşünün…

Sadece Ege ve Akdeniz’de kendisine sıcak baktığım midyeler ise her köşe başında bulanan bir yiyecek…

 

Bodrum iç sokakları gerçekten görülmeye değer… Eğlencesi harika yerler var ancak kalabalıktan çoğu zaman içeri girmek mümkün değil, girseniz de nefes almanız zor ki grupta benim gibi kalabalık sevmeyen biri var da Bodrum’da bir bara girmek imkansız gibi…

Ara sokaklardan çoğunukla insan seli ve araç trafiğinden daha yoğun… Kalabalıktan bunalarak fotoğraf molası verdiğimiz bu camekan ise başından ayrılamayacağınız lezzetlerle dolu… Biz sadece tadına bakmak için 4 kişi bir tane yedik…

 

İkinci günde ise Bitez’in sahili hem çok kalabalık, hem çok sığ olduğu için Bodrum’un merkezine gidelim dedik… Ve bir önceki gece keşfini yaptığımız Öğretmenlerevinin plajına gittik… Ve huzura kavuştuk :) Sessiz denemez ancak sakin… Fiyatlar çok uygun ancak deniz Bitez’deki gibi temiz değil… Söylenene göre bu birkaç gün böyleymiş ama normalde temizmiş… Şans diyelim… Bugünü de böyle sakin geçirip, akşam yemeğimizi de yedikten sonra döndük Bitez’e…

 

Üçüncü gün çıkılan tekne turu ise bir sonraki postta… Bol resimli şimdiden söyleyeyim…

 

 

Olumsuz bir tecrübe… 

2 ay öncesinde www.tatilbudur.com üzerinden yaptığımız rezervasyon ile ‘Tümay Otel’ in kapısını çaldık ve işte macera başladı ...  Otel içerisinde yetkili tek bir kişinin olmamasını sabahın erken bir saati olmasına bağlayarak başladık beklemeye ve şans eseri karşımıza çıkan, kim olduğu ne olduğu belli olmayan kişinin öncelikle hepimizi (4 kişiyiz ve evliyiz) baştan aşağı süzerek, neden geldiniz ki siz bakışları altında ‘odaların hepsi dolu, öğlene kadar bekleyin boşalırsa veririz, kahvaltı da aha orada gidin yapın’ cümleleri ile şaşkınlık içerisinde havuzun başına geçtik…  Hepimiz ayrı ayrı sinirlense de tatil mutluluğumuzu bozmamak adına kimse sesini çıkarmadı ve vasatın altında bir otelde, tamamı Rusların oluşturduğu kişilerle ve cahil personel eşliğinde başladık kahvaltı denen tabaktan atıştırmaya :) Daha fazla duramadık ve biz biraz dolaşalım diyerek çıktık dışarı…

1 saat sonra döndüğümüzde ise otel sahibi olduğunu düşündüğümüz kişi ile karşılaştık resepsiyonda ve başladık derdimizi anlatmaya… Nazikçe odaya girmek için erken bir saat olduğunu bildiğimizi ancak müsait olduğu tatdirde odaya yerleşmek istediğimizi anlatmaya çalışırken, beyefendi ‘sizi kim gönderdi, ben onlara rezervasyonların dolduğunu söyledim, otelin müdürü gelsin kovucam onu işten, bekleyin oda boşalınca bakalım boş oda varsa kalırsınız’ demesinin ardından oteli terk ettik…

Hemen tatilbudur.com yetkilileri ile iletişime geçtik, sağolsunlar zorluk çıkarmadılar paralarımızı iade ettiler ve biz başladık yeni otel bakmaya… Bütün bunlar olurken düşen suratlarımıza rağmen mutlu olan bizler çok zaman kaybetmeden bir apart otel bulduk… Amacımız zaten dışarda yiyip içmek sadece yatmak için temiz ve güvenli bir yer bulmak idi… Bora bora Apart Otel ile anlaştık zaten fazla da bir seçeneğimiz yoktu çünkü heryer dolmuştu...

Çıkarılan ders: Sadece yatmak için bile olsa fiyatı uygun bir otele gitme!

 

Bodrum ve civarındaki oteller ya çok lüx, üst gelir grubuna hitap ediyor yada motel ve apart statüsünde onlarda vasatın altında...

 

İyi gezmeler...

Merve